Fatih Portakal’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki! Büyük olasılıkla konuşmayı kendisi yazmadı.
Türkiye, 28 Mayıs’ta yine Recep Tayyip Erdoğan dedi…
Kritik cumhurbaşkanlığı seçimlerinin arkasında muhalefetin nabzı her geçen saniye yükseliyor.
Muhalefet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha kazanmasının ardından eleştiri oklarını Kemal Kılıçdaroğlu’na çevirdi.
Yaşananların ardından parti tabanından sık sık değişim sesleri gelmeye başladı.
Muhalif gazetecilere tepki
Öte yandan Kılıçdaroğlu’nu parti tabanı kadar eleştiren muhalif gazeteciler de var.
Fatih Portakal, İsmail Saymaz, Uğur Dündar ve Fatih Altaylı gibi isimler günlerdir Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesi gerektiğini söylüyor.
Muhalif gazetecilerin istifa çağrılarını hedef alan Kılıçdaroğlu’nun kürsüden tepkisi sert oldu.
“Kalemi eline alıp ön yargılarıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir.”dedi Kılıçdaroğlu, “Kalemini satmayan, onurlu gazetecilik yapan, haklı eleştirilerini yazan tüm gazetecilere saygı duyuyorum.”şeklinde konuştu.
Kendisine yöneltilen isimlere de aynı sertlikle sert sözlerle karşılık veren Kılıçdaroğlu, daha sonra şunları söyledi: “Kalemini satıp kendini savcı konumuna getirerek karar veren gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak benim görevimdir.”sözlerini kullandı.
“Kalemini satan, kendini savcı yerine koyan ve karar veren gazeteciler”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili sözleri şöyle:
Tüm eleştirileri kabul ediyorum. Ancak ön yargılarıyla hareket edenlerin gazeteciliğini kaleme alıp sorgulamak boynumun borcudur.
Kalemini satmayan, onurlu gazetecilik yapan, haklı eleştirilerini yazan tüm gazetecilere saygım var. Kalemini satıp kendini savcı konumuna getirerek karar veren gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak benim görevim.
“Birisi yazdı ve okudu”
Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Fatih Portakal şu sözleri kullandı:
Kılıçdaroğlu, “gazetecilerin kalemlerini sattığını” savundu. Büyük ihtimal konuşmayı kendisi yazmadı. Birisi okudu. Argüman yazarı değil, konuşmacıyı bağlar.
İmkanlar sunuyorlar: Kendisini eleştiren gazetecilere olan öfkesi ve kırgınlığı sınırda, “sen dersen ben de söylerim” başlarda. Bu nedenle öfkesine hakim olamaz. Boş bir cümle…
Ya önüne konulan her şeyi sorgusuz sualsiz okur, yani itibarsızlaştırma propagandasının bir parçası olur ve muhtemelen kendisi bile yönetir. Bu kurnazca bir davranış. .
Ya da kalemini satanlar var. Şeytan da biliyor. Cesursan açıklayabilirsin. Duymak istiyorum.